Sunday, January 1, 2012

Yol Gösterici

Yeni yıla girdik... Sakin.

Nehir'in mezarı bitti. Mezartaşı zaman aldı. Artık mezarlıklarda standart mezar ve mezartaşı boyutları var-imiş. Babamın ve Nehir'in adı birarada nasıl olsun, karar vermek zaman aldı. Düşününce, bununla ilgili düşünmek tuhaf ama Nehir'le ilgili her şey benim için önemli. Adı geçen her şey ona yakışmalı gibi bir takıntı var, her şeyi önemsiyorum. Bir yandan da bu kadar uzun sürmesi, şekillenmesi kabullenmenin de bir parçası oldu.

Öncesinde sadece babamın adı varken, mezarlığa gitmek anlamlı gelmiyordu. Şimdi ona ait bir yer var, gittiğimde kızımın adını görüyorum. Spor yaparken, onun olduğu yere bakıyorum, bakıyormuşum, geçen gün farkettim, 6 ay sonra. İşe gidip gelirken önünden geçiyorum. Bunu da seviyorum.

Bugünlerde aklıma takılan bir konu, spirituel bir yolgösterici eksikliği. Dinadamlarının önemini daha iyi anladım. İnsan zordayken, görmüş geçirmiş, "ermiş", biriyle sohbet etmek istiyor. Bakıyorum hayatlarımızda bu eksik. Dinin şeklinden kaçalım derken bir boşluk oluşmuş... Benim şansım aradığım yanıtları kitaplarda bulmuş olmam ve kendi kendimle sohbet edebiliyor olmam. Bazen de bir kız arkadaşımla.

İlginç olan Nehir'imi kaybettikten sonra bana en iyi gelen kitabın bir hahamın yazmış olması. Hiç aklıma gelmezdi. ama işte bir önyargım daha kırıldı ve ortak bir noktada buluşabileceğim bir dinadamı oldu. Bir farkla. O bize dayanma gücünü Allah'ın verdiğini söylüyor, ben içimizde varolduğunu düşünüyorum. Herkeste bu güç var. Sadece bunu ortaya çıkartabilenler, ya da daha erken çıkartabilenler, veya daha çok desteğe ihtiyaç duyanlar var. Bakıyorum kendime, bazen çok zayıf da olsam, hayata tutunmak esas benim için.

Bugünlerde, yine, şunun da ayırdına vardım iyice. Şu anda sağlığımız yerindeyken, bunun kıymetini bilmeliyiz. Günlük kaygılar içinde kaybolmadan hayatın içinde olduğumuz anların tadına varmalıyız. Bu, "eğlenmek"ten farklı bir durum. Sadece anı yaşadığımızın farkında olmak. Ve şükretmek. Bunu yazacağımı düşünmezdim, Nehir'i kaybettikten sonra. Ama demekki, bir yıldan sonra, idrak ettim.

Anı yaşamak ama sadece kendini düşünmek değil.

Ne bileyim.

Her şey denge.

Çocuklarımıza iyi insan olmayı öğretmeliyiz. Almak kadar vermeyi, vermenin değerini, yardımlaşmayı... Daha başka neye sahip olabilirim yerine bizim gibi şanslı olmayanlara yardım etmeyi...bilmeliyiz ki, şanslıysak bu başardığımız bir şey değil, içine doğduğumuz şartlar nedeniyle. İstisnalar üzerinden yaratılan başarı hikayelerinden uzak durarak.

Aman pek didaktik oldum. Ama işte yeni yıl. Yeni yılda ihtiyacı olanları daha çok hatırlayalım.